“Antalya gözbebeğimiz gibi korunmalı, ranta teslim edilmemeli”

İnşaat Mühendisleri Odası ‘İMO)Genel Başkanı Cemal Gökçe,  Antalyalıları harekete geçirmek, kentine ve kaynaklarına sahip çıkması gerektiği mesajını vermeye çalışıyor.

Antalya’nın çok özel bir kent olduğunu vurgulayan Gökçe, Akdeniz GERÇEK’e yaptığı açıklamada şunları söylüyor: “Öncelikle her kentin bir anayasasının olması gerekir. O kentin yönetiminin de o anayasaya uyuyor olması lazım. O anayasanın merkeze ya da yerel düzeydeki politikacılar tarafından değil, bilimsel çalışmalar çerçevesinde uzmanlar tarafından yapılmalı”

İMO Genel Başkanı, Antalya’ya Antalyalıların, Antalya’nın dinamiklerinin sahip çıkmasını, Antalya’nın geleceğini şekillendiren, ya da şekillendirecek çalışmalara kesinlikle katımlıları gerektiğini vurgulayarak, sorumluluk üstlenmesi gereken adresleri de şöyle sıralıyor :

“Sadece meslek insanları olan mühendisler ve mimarların değil, şehir plancıları, sosyologlar, hukukçular, tıp insanları, sivil toplum örgütleri, kente yayın yapan görsel yazılı medya temsilcilerinin katılımıyla bir kent anayasasının yapılması lazım. Yani bir çevre düzeni planının yapılması lazım”

Antalya’nın planlarının rant beklentisi olmadan yapılması uyarısını da yapan Gökçe, şöyle diyor:

“Bu planların insan yaşamından daha uzun olması gerekir. Bu Allah’ın emri değil, son derece olağanüstü şeyler olur, oturursun yine bilimsel çerçevede değiştirirsin. Ama Antalya’nın anayasasını bilimsel çerçeveden çıkarılıp, merkezi ve yerel politikacıların gerek politik, gerekse parasal anlamda rant sağlamak için mahvetmeye kimsenin hakkı yok. Çünkü Antalya çok özel bir kent.”

İnşaat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Cemal Gökçe’nin rant beklentisi ile dağı taşı imara açılan Antalya’yı bekleyen tehlikeyi “İstanbul gibi olmayalım’ uyarısını Antalya’da yaşayan herkes önemsemeli.

Antalya’nın nefes almalın bile paraya dönüşüp güçleştiği İstanbul’un yaşadıklarından ibret alması gerektiğini bir an olsun aklımızdan çıkarmamamız gerekir diye düşünüyorum.

Şöyle diyor İMO  Başkanı :

“Antalya’nın demografik yapısını bozmamak gerekir. Çünkü o demografik yapı bozulursa kentin sosyolojisi de bozulur. Kent var olan durumdan çok fazla göç alır. Kent kirlenir, çevre sorunları ortaya çıkar. Deniz ekolojisini sıkıntıya sokarsın. Dolayısıyla bütün bunlardan sonra kent yaşamı sıkıntıya girerse eğer insan yaşamı da sıkıntıya girer”

Ardından şu çarpıcı uyarıları yapıyor :

 “Yani çocuklarımızın geleceğini, yurt dışından Antalya’ya gelecek olan insanların bile rahatlıkla sahillerde dolaşmasını engellersin. Umarım kötü örnek, örnek olmaz ve iyi örnekleri örnek alırlar ama şunu rahatlıkla söyleyebiliriz;  bugün İstanbul halkının denizle olan ilişkisi kesildi. Yazıktır, günahtır.. Dört bir çevresi deniz olan kentte, İstanbulluların denizle olan ilişkisi kesildi. Denize ulaşabilmek için ya yeraltını ya yerüstünü kullanman lazım ya da arabanla gidip bir yerlerden dolaşman lazım. Bu ayıptır

Rant odaklı planlar, Antalya’yı Antalya olmaktan hızla çıkarıyor.

Antalya’nın paha biçilmez değerdeki alanları yağmalanıyor..

Antalya’ya yağmalayanlar, rantçılar ve onlara katkı veren, onların istekleri doğrultusunda planlar yapanların vicdanları ise asla sızlamıyor..

İMO Genel Başkanı Cemal Gökçe, şunları söylüyor:

“Son sözüm şu olsun; vicdanların kararmaması lazım. Vicdanların hep ak kalması lazım. Sivil kuruluşlar sadece kendileri ve kendi çocuklarıyla için mücadele etmiyorlar, kenti ranta boğmaya çalışan o insanların çocukları ve torunları için de mücadele ediyorlar. Bunun tarihi bir misyon olduğu kesinlikle unutulmamalı. En azından Antalya gibi önemli bir kentimizi kirletmemeleri gerekiyor”

Haksız da değil..

Başka söze de gerek yok..