Türkiye’nin kader seçimine 29 gün kala manzara şöyle :

Siyasi partiler seçim beyannamelerini açıklıyor, baş döndürücü bir vaat yağmuru var..

Yeni cicileri ile milletvekili adayları ise sorun dinliyor, not alıyor, gereğinin mutlaka yapılacağı sözleri veriliyor.

Haklarını yemeyelim, siyasi partiler de milletvekili adayları da gelişime ayak uydurdular..

Eskiden sigara paketlerinin üzerine yazılan sorunlar, günümüzde tabletlere, CD’lere kaydediliyor, cep telefonlarının kameraları ile tespit ediliyor..

Antalya, 24 Haziran Pazar günü yapılacak Milletvekili Genel Seçimleri’nde Ankara’ya Türkiye’ye Büyük Millet Meclisi’ne 16 vekilini gönderecek..

Siyasi partilerin kulislerinde, parti tabanlarında, dost meclislerinde herkes ilinde elinde kalem kağıt hesap yapıyor.

Siyasetin tiryakileri, önceki seçimlerde olduğu gibi yine ‘vekil toto’ oynamaya başladılar..

Dahası önceki seçimleri gölgede bırakan bahisler oynanıyor..

Belli bir gurubun huzurunda partilerin Antalya’dan çıkaracakları aday sayısı kişilerin tahminleri yazılarak imza altına alınıyor ve en güvenli kişi tarafından saklanması konusunda uzlaşılıyor.

Bahis deyip geçmeyin, önceki seçimlerde birkaç takım elbise kazananlar kadar, yüklü para kaybedenler, bu da yetmiyormuş bıyığını, sakalını ve saçını feda edenler vardı.

Antalya’nın vekil sayısı arttıkça, bahislerin de değeri yükseldi.

Öyle çılgınlar var ki, bahis için otomobilini bile gözden çıkaranlar var..

Pekala hem Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak hem de Meclis’te çoğunluğu elde etmek isteyen siyasi partiler ve adaylar ne vaatlerde bulunuyor :

İktidar partisi AKP’nin, CHP’nin seçim beyannamesinden esinlenerek, emeklilere bayramlarda ikramiye gibi uygulamaları yanında, seçmene çok sayıda söz vermesi dikkat çekici..

Sanırsınız AKP, 16 yıl ülkeyi yönetmiyor da İYİ Parti gibi ilk kez seçime giriyor..

AKP, ‘İstikrar bozulmasın’ sloganı ile kazandı bundan önceki seçimleri..

Çünkü vatandaş borçla ayakta duruyordu.

Kredi kartı borçları katlanmış, hatta takibe düşmüş, bankalar, kredi ile alınan evlere el koymak için fırsat kolluyordu..

Vatandaş, ‘istikrar sürsün masalı’na bu korkularla inanıyordu, ya da inanmak istiyordu..

Gelinen noktada ise sıkıntı büyük..

Ekonomi gemisi hızla su almaya başladı, batma tehlikesi her geçen gün büyüyor, gemiyi güvenli bir limana çekmek için de ehliyetli, güvenilir bir kaptana gereksinim var.

25 Haziran sabahı nasıl bir Antalya’ya ve Türkiye’ye uyanacağımızı şimdiden kestirmek güç..

Bunun kararını ise seçmen verecek..

Antalya, seçimin şanslıları arasında..

Neden mi ?

Bakınız mahkemeler,şaşırtıcı bir biçimde iktidar yandaşlarına adeta peşken çekilen ‘Phaselis Antik Kenti’ ile ‘Kındılçeşme Günübirlik Kullanım’ alanlarına ilişkin projelerdi kamu yararı gözetilmediği gerekçesiyle iptal etti..

Bu iki mahkeme kararı Antalya seçmenine 24 Haziran seçimleri için önemli bir mesaj olarak algılanmalı..

Antalya seçmeni, Phaselis ve Kındılçeşme’den oy kaygısıyla vazgeçiyorsa, Antalya, siyasi tabloyu değiştirip, Konyaaltı, Boğaçayı, Lara Kravaziyer limanı gibi geleceğini bir anlama tayin edecek olan sözde ‘mega’ ya da ‘ çılgın’ projelerin bir daha indirilmemek üzere rafa kaldırılmasını pekala sağlayabilir..

‘Beton Kent’ e dönen Antalya’nın kaderini Antalyalı çizecek..

24 Haziran seçimleri bu açıdan hayati önem taşıyor..

Çünkü Antalya’yı ‘çölleşme ‘ tehdit ediyor.

Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Levent Kurnaz, Antalya’nın 2100 yılında Mısır’ın Başkenti Kahire gibi çölleşeceğini söyledi.

Demek ki bizden sonraki kuşağın işi çok zor..

Nedenini söylemek için uzman ya da kahin olmaya gerek yok..

AKP’nin beton aşkı tarım topraklarını, ormanları, yeşil dokuyu yok etti, Antalya gibi yeşilin ve mavinin tüm tonlarını bağrında barındıran Antalya, ‘gri bir kent’ olup çıktı..