“SİT, tarihi değere sahip olan ve devletçe koruma altına alınan yerlerdir. SİT alanlarında Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kanunu’na göre gerekli yerlerden izin almadan faaliyetle bulunmak yasaklanmıştır”

SİT alanlarının tarifi ise şöyle :

İnsanlık için tarihsel ve çevresel değer olarak görülen doğal varlıklarla birlikte insan eliyle ortaya konulmuş ve bunlarla bütünleşmiş yapıların oluşturduğu, korunmasında kamu yararı bulunan kentsel ve kırsal çevre”

Antalya, tarihsel ve çevresel değer olarak görülen doğal varlıklar açısından Türkiye’nin en şanslı bölgesi..

Yani Antalya, tam bir, doğa ve tarih harikası..

Korumak ve kollamak önce devletin sonra da Antalyalıların, Antalya’nın dinamiklerinin görevi..

Antalyalılar ve Antalya’nın danimikleri tarih ve doğal varlıkları korumak, kollamak ve gelecek kuşaklara en az tahribata bırakmak konusunda zaman zaman ağır hareket etseler de üzerlerine düşeni yapmaya çalıştı..

Devlet ise Antalya’nın doğasının ve tarihinin korunmasına bürokrasi hantallığı ile yaklaştı.

Bürokrasi bugün getirmeye çabaladığımız tarih hazinesinin talanına ve yurt dışına kaçırılmasına seyirci kaldığı gibi, kimi tarih hırsızlığına ya göz yumdu, ya da ortak oldu..

Siyasi irade ise yani hükümetler olaya hem siyasi hem de ekonomik ‘rant’ gözüyle baktı..

Tarihi eserlere’ çanak-çömlek’ gözüyle bakan anlayış, başta SİT alanları olmak üzere Antalya’yı Antalya yapan değerlerin yok edilmesine çanak tuttu, Antalya’nırn kaynaklarının ranta peşkeş çekilmesine katkıda bulundu..

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın SİT alanları ile ilgili son düzenlemesi ise SİT alanlarının rant alanına dönüşmesinin yolunu açtı..

Aralarında Tünektepe, Kaş-Kalkan Patara ve Fırnaz Koyu, Noel Baba’nın mezarının bulunduğu Demre’nin Taşbidi Koyu ve Alanya Kalesi olmak üzere SİT alanlarının imara açılmasına olanak sağlayan SİT sınırları yeniden belirlendi..

Yani AKP’nin beton aşkı iyice debreşti..

Bundan sonra dünyanın gözbebeği Patara’da plajın yanı başında beton bir blokun boy göstermesi sürpriz olmayacak..

Ya da tarihi Alanya Kalesi’nde bir diskotek, ya da bar, olmadı otel yapılması olağan hale gelecek..

SİT sınırlarını yeniden belirleyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bu ayıbına iki türlü kılıf uydurmuş..

Birincisi SİT alanlarını daha önce uzman olmayan kişilerce belirlenmiş olduğu ididası.

Diğeri ise ‘Turizm sektörünün dar bir alana sıkışıp kalmasını önlemek’

Rantçılar ile yancılarının gözü aydın olsun..

Artık nereye isterseniz otel, motel, bar, diskotek, kuyum ve halı mağazası kondurabilir, göz koyduğunuz her alanı yeni SİT düzenlemesi kapsamında göstererek tepe tepe kullanabilirsiniz..

İstanbul’a ihanet ettiğini itiraf eden anlayış, Antalya’yı bitirmeye kararlı görünüyor..

Ne olur Antalya’ya ihanet etmeyin..