Su hayatın vazgeçilmez unsurlarından birisi..
Organizmayı oluşturan hücrelerin yaşaması ve
fonksiyonlarının devamı için su gerekli..
İnsan vücudunun yüzde 70’ni su oluşturuyor.
İnsan vücudu için gerekli olan suyun büyük
çoğunluğu içecek ve yiyeceklerden karşılanıyor.
Suyun insan vücudundaki işlevleri ise şöyle
sıralanıyor:
Biyolojik bir çözücü olan su vitamin ve
minarelerin çözünmesini ve vücuda taşınmasını sağlar.
Hücrelerin fonksiyonlarını yerine getirebilmesi
için ihtiyaç duyulan katı maddelerin çözülmesini sağlar. Metabolizmayı düzenli
çalıştırır. Toksinleri vücuttan atılmasını sağlar. Cildin sağlık ve esnek
olmasına katkıda bulunur.
22 Mart
Dünya Su Günü’nü kutluyoruz.
Uzmanlar, en önemli yaşam kaynağımız olan su ile
ilgili çarpıcı bilgiler verdiler ve çok ciddi uyarılarda bulundular.
Dünyada su savaşlarının kapıda olduğu bir
süreçte bu uyarılara kulak vermek gerektiğini düşünüyorum.
Çevre Mühendisleri Odası(ÇMO)Antalya Şube Başkanı Uğur Burhan Yıldırım,
Antalya’da yoğun olarak bulunan çok yıldızlı tesislerin su tüketimiyle ilgili
şu bilgileri veriyor :“5 yıldızlı bir
otelde günde kişi başına 650 ila 1000 litre arasında su tüketme gereksinimi
var. Bu rakam 500 bin yatakla çarpıldığında çok ciddi rakamlar ortaya çıkıyor.
Her turizm sezonunda Korkuteli Barajı kadar su kaynağını turizm için
harcıyoruz”
Görüldüğü gibi havamızı, denizimizi kirleten,
belediyeleri çöpçüsü konumuna sokup da vergilerini Antalya dışında ödeyen
turistik tesisler en önemli yaşam kaynağımız suyu tüketiyor, Antalya’nın su
fakiri bir kent olmam yolundaki hızlı ilerleyişinde başrolü oynuyor.
Uğur Burhan Yıldırım, sadece 22 Mart Dünya Su
Günü’nde, yani yılın bir gün hatırlanarak, üzerinde hassasiyetle durulacak bir
meta olmadığını vurgulayarak, şunları söylüyor :
“Su, her
kullandığımızda aklımıza gelmesi gereken, yönetilmesi zorunlu, lüks ancak bir o
kadarda hepimizin kolaylıkla erişebileceği gereken kıt bir kaynaktır. Su
hayattır, su sağlıktır, su tarımdır, su turizmdir. Suya erişim insan hakkıdır,
bu hak ancak suyun doğru bir şekilde yönetimi ile mümkündür. Bugün milyonlarca
insan su kaynaklarından yararlanamamakta ve susuzluktan ölmektedir”
Acı ama gerçek, suyu hem bilinçsiz tüketiyoruz,
hem de su kaynaklarını sorumsuzca kirletiyoruz. Maden ocakları, HES’ler
suyumuzun en önemli katilleri durumunda..
Bakınız Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şube
Başkanı Uğur Burhan Yıldırım, ne diyor :
“Her geçen
gün artan çevre sorunları su kaynaklarını kirletmekte; hızlı nüfus artışı,
sanayileşme, vahşi sulama teknikleri, yer altı sularımızın bilinçsiz kullanımı
ve küresel ısınma gibi nedenlerle su miktarı azalmakta ve azalan kaynakların
paylaşımında eşit ve adil olmayan büyük sorunlar yaşanmaktadır”
Antalya, sanıldığı gibi su zengini bir kent
değil..
Doğru ve akılcı politikalar uygulanmadığı için
de kıt kaynakları hızla yok oluyor.
Suyu kullanmak elbette bir kültür, bir eğitim
işi..
Antalya’da bu konuda gerçekçi bir uygulama yok,
suyun ekonomik kullanılması yönündeki gerçekçi çalışmalar yapılmayıp, su
kaynaklarını koruyucu projeler üretilmediği gibi, bilinçsiz su kullanımını
önlemek adına yaptırımlar da bulunmuyor..
Antalya’da
sokakta otomobil yıkayan, dükkanının önünü günde 3-5 kez ıslatan, içme suyu ile
bahçe-tarla sulayan kişi ve gruplara karşı caydırıcı hiçbir şey yapılmıyor,
Antalya’nın hızla su fakiri olma yolunda ilerleyişine yetkili ve etkililer bile
seyirci kalıyor..
Eller boşuna demiyor ‘ Su akar, Türk bakar’ diye..
Bakmayalım, suyumuza sahip çıkalım..