Sonunda BİZ kazanmıştık ÇANAKKALE'de, hem de yedi düvele karşı. Mutlu ve umutlu olmalıydık.

--Peki biz kimiz?

--2010'lu yıllara kadar bu soru pek böyle dillendirilerek sorulmuyordu. Evet, BİZ KİMİZ?.

--Bu bir sorgulama sorusu değil, bu soru birilerine karşı bir açıklama tümcesi. Hatta birilerine haddini bildirmenin ABC'si.

--Konu, olay Resmi olarak: Çanakkale Savaşı veya Çanakkale Muharebeleri, I. Dünya Savaşı sırasında 1915–1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleri/savaşları.. olarak geçmektedir.

--Çanakkale Savaşı, 19 Şubat 1915'de İTİLAF DEVLETLERİ Ordularının bölgeye gelmeleri ve saldırıları ile başlıyor ve Çanakkale’yi geçip İstanbul'a varamayacaklarını anlayınca da, Mustafa Kemal'in dediği gibi 9 Ocak 1916'da da "GELDİKLERİ GİBİ GİDİYORLAR." ve savaş bitiyor.

--Peki o yıllarda Osmanlı Devleti Ordusunun başında kim var. Genel Kurmay Başkanı kim?

--Günden güne küçülen, toprak ve askeri itibarını kaybeden Osmanlı Devleti, son bir kez daha can havli ile Askeri reformlar yapmak üzere, Almanlar ile 27 Ekim 1913'de Alman Askeri Yardım Heyeti Başkanı General Liman Von Sanders ile Osmanlı Bahriye ve Harbiye Nazırı/Bakanı Vekili Çürüksulu Mahmut Paşa ile 5 yıllık bir anlaşma imzalıyor.

--Resmi Genel Kurmay Başkanı Enver Paşa etkisiz ve yetkisizleştirilerek komuta Alman-Prusya Askeri yetkililerine geçiyor.

--Böyle bir döneme rastlayan Çanakkale Savaşları, sadece TC kimliği taşıyan tarihçiler tarafından, son kalan toprakları kurtarmak için çırpınan, savaşan yurtsever Asker-Sivillerin çabalarını görmezlikten gelerek, güya savaşı bu Alman askerler kazandı iması ile; "Ben size taarruz emretmiyorum, ben size ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar, geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve komutanlar gelebilir" emrini veren Mustafa Kemal ve diğer yurtseverleri görmezlikten gelmeyi pek severler.

--2018 yılının Çanakkale Savaşları öncesine rastlayan Cumasının, son CUMA HUTBESİ'nde, Diyanet İşleri Başkanlığının, Mustafa Kemal'i görmezlikten gelmesinin bunun ile bir ilgisi olup olamayacağını elbette ki bilemem.

--Alman Komutanların, Osmanlı Ordusuna komuta etmeleri bazı subaylar tarafından kabul edilmez ve istifa ederler; daha sonraki gelişmelere bakarak 7.Ordu Komutanı Mustafa Kemal'de Enver Paşa ve Talat Paşa'ya Almanlar kendi emperyal çıkarları için uğraşıyorlar, bunlar ile kurtuluş olmaz diye mektup ve raporlar gönderiyorlar.

--Emperyal Güçlerin Çanakkale'den (19 Şubat 1915) saldırılarına karşı koyan Ordu, bir yandan da 2 Şubat 195'de Ermeni isyan ve saldırılarına karşı koymak durumunda kalmaktadır. Ve ne hikmet ise, Çanakkale Savaşı ile Ermeni Soykırımı hikayeleri aynı döneme rastlamaktadır. Çanakkale yenilgisinin acısı, Türkiye Cumhuriyeti Devletine Ermeni Soykırımı adı altında fatura edilmek istenmektedir.

--1299 yılında kurulan Osmanlı Devleti,11 Ekim 1922'de Mudanya'da imzalanan BARIŞ ANTLAŞMASI ile resmen yok olmuştur.

--Evet Çanakkale savaşı da bu döneme rastlamaktadır, 1919'da Mustafa Kemal'in Samsuna çıkması, 22 Haziran 1919'da Özgürlük ve Bağımsızlığın İsyan Bildirgesi olan/sayılan Amasya Bildirgesinin yayınlanması gibi.

--Bütün bu işler, resmi olarak Osmanlı Devleti topraklarında olmakta ama Mustafa Kemaller gibi Yurtsever asker-siviller tarafından, saldırgan, işgalci devletler ve Osmanlı Sarayına karşı, Yeni Onurlu ve Bağımsız bir Devletin kurulması için de yapılmaktadır.

--Türkiye Cumhuriyeti tarihi açısından ÇANAKKALE SAVAŞLARI çok özel bir yere sahiptir. 1919'da çıkılacak Samsun ve Anadolu'nun, giriş kapısı ÇANAKKALE'dir; ve bu kapı da o yıllar düşmana ÇANAKKALE GEÇİLMEZ denilerek;

--Adlarına ağıtlar yakılan 15'LİLER tarafından tutulmuş, 2018'lilere emanet edilmiştir!..

--HEEEEYYYYYYY 2018'liler anladınız mı?