Antalya'da, 20 bin esnafın kanunen yasak olmasına rağmen taklit ürün satarak, geçimini sağladığını belirten Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) Başkanı Adlıhan Dere, esnafın yasadan önce stok yaptığını, elindeki stoku bitirene kadar esnafa müsaade edilmesi gerektiğini söyledi.

 

Marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin hakların korunması amacıyla 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu, 10 Ocak 2017 tarihinde, Resmi Gazete'de yayımlanarak, yürürlüğe girdi. Taklit ürünlerin satışını, bulundurulmasını, üretimini, ithalatını ve ihracatını yasaklayan kanuna rağmen bu ürünlerin satışına hala devam ediliyor. Antalya'da 20 bin esnafın taklit ürün ticaretinden kazanç sağladığını söyleyen AESOB Başkanı Dere, imitasyon ürünlerin özellikle tekstil sektöründe çoğunlukta olduğunu dile getirdi. Taklit ürün satan çok sayıda esnafın da yasanın ardından iş değişikliğine gittiğini hatırlatan Başkan Dere, yasayla ilgili esnafa bilgilendirme ve tavsiyelerde bulunduklarını belirtti. Dere, tescilli markaların avukatları ile esnafın sürekli karşı karşıya geldiğini de vurguladı. 

 

'STOKLAR BİTİNCE TİCARET, SONLANACAK'

 

Güvenlik güçleriyle işletmelere baskınlar yapıldığını ve cezai işlemler uygulandığını belirten AESOB Başkanı Dere, esnafın 'Terörist muamelesi görüyoruz' diye dert yandığını söyledi. Özellikle yaz aylarında turistlerin gözlerinin önünde yapılan baskınların, kötü bir imaj oluşturduğunu da vurgulayan Dere, esnafın yüklü miktarda imitasyon stokunun bulunduğuna dikkat çekti. Stokların bitirilmesinin ardından imitasyon ticaretinin sona ereceğini savunan Dere, “Esnaf, kanundan önce ürün aldıklarını ve stokların yüklü miktarda olduğunu söyledi. Bu stokların bitirilmesinin ardından imitasyon ticaretini sonlandıracaklarını söyledi. Biz de yetkili kurumlara ricada bulunuyoruz. En azından esnafımız, elindeki stoku bitirene kadar müsaade edilsin" dedi. 

 

'TESCİLLİ MARKANIN BENZERİ DE YASAK'

 

Yasanın getirdiği yaptırımlar hakkında konuşan Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mustafa Erdem Can, tescilli bir markanın sahibinin izni olmadan kullanımının, her ne sebeple olursa olsun yasak olduğunu söyledi. Marka sahibinin gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişi olabileceğini de dile getiren Can, “Tescilli bir markanın aynısının izinsiz olarak tescil kapsamındaki mal ve hizmetlerde kullanılması, yasaktır. Keza aynı ya da benzer mal veya hizmetlerde, tescil edilmiş olanla aynı ya da benzer markanın kullanılması, halk tarafından bu iki markanın karıştırılmasına meydan verecekse yine yasaktır. Ayrıca tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye'deki tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek bir markanın herhangi bir mal veya hizmette kullanılması da yasaktır" diye konuştu.

 

'HAPİS VE PARA CEZASI VERİLİYOR'

 

İmitasyon ürünleri satmanın, dağıtmanın, ithal veya ihraç etmenin, ticari amaçla bulundurmanın marka hakkına saldırı niteliği taşıdığını söyleyen Doç. Dr. Can, şöyle konuştu:

 

“Tescilli bir markaya tecavüz ederek, mal üreten veya hizmet sunan, satan, ithal ya da ihraç eden, ticaret için satın alan veya bulunduran, nakleden veya depolayan kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 20 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Tescilli markayı mal veya ambalaj üzerinden yetkisi olmadan kaldıran kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Cezai sorumluluk, şahsi olmakla birlikte bu suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde ayrıca tüzel kişiye güvenlik tedbirleri uygulanır."(DHA)

 

 

 

 

Editör: TE Bilisim