Antalya
Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulu, Boğaçayı Projesi hakkında yaptığı bilgilendirme
toplantısında ciddi uyarılarda bulundu. Yapılan açıklamada, “İleride olabilecek
büyük çevresel zararları ve yüksek maliyeti nedeniyle projenin olası bir sel
felaketi ve bunun sonucunda su baskınları mal ve can kaybına da neden
olabileceği dikkate alındığında doğal afet riski taşıması nedeni ile yeniden
değerlendirilmesi şarttır” denildi.
Antalya Meslek Odaları Eş Güdüm Kurulu
tarafından Boğaçayı Projesi hakkında bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Antalya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler
Odası (SMMO) Antalya Şubesi’nde düzenlenen toplantıya CHP Muratpaşa ve
Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Songül Başkaya, oda başkanları ve
temsilcileri katıldı.
TUZLU
SU GİRER UYARISI
Basın açıklamasını yapan Antalya Meslek
Odaları Eşgüdüm Kurulu Başkanı Tayfun Çavdar, Büyükşehir Belediyesi’nin
hazırladığı Boğaçayı Projesi ile ilgili, projeyi hazırlayan uzmanlar ve
Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel tarafından Meslek Odaları’na sunum
ve bilgilendirme yapıldığını hatırlatarak, “Biz de eşgüdüm kurulu olarak Uzman
Meslek Odalarımızın yaptıkları değerlendirme neticesinde, ulaştıkları sonucu
paylaşmanın görev ve sorumluluğunun bilinci içindeyiz. Bu kapsamda söz konusu
projenin hayata geçirilmesi durumunda ileride yaşanabilecek olası sonuçları
değerlendirme zorunluluğu doğmuştur. Sunumu yapılan Boğaçay Projesi’nde
Boğaçay’ının denizde itibaren 750 metrelik kısmı için uygulanacak etabında,
dere tabanının (-) 1,5 metre derinliğe kadar kazılarak deniz suyunun kara
içerisine sokulacağı görülmektedir. Deniz suyunun karaya girişi ile deniz suyu
tatlı sudan yoğun olduğundan Boğaçayı boyunca var olan tatlı suyu karaya doğru
iterek tuzlu su girişinin kara içerisine ilerlemesine neden olacaktır. Bunun
sonucu olarak Antalya’ya içme suyu sağlayan Boğaçayı kuyu suları tuzlanacak ve
içme suyu niteliğini kaybedecektir. Halen Antalya’nın içme suyu olarak
kullanılan ve günlük 200 bin kişinin ihtiyacını karşılayan saniyede 400 litre
su, bu projeyle birlikte kullanılmaz hale gelecektir” dedi.
KIYI
EROZYONU TEHLİKESİ
Dünyaca ünlü mavi bayraklı Konyaaltı sahilinin
yaklaşık 7,5 kilometre kıyı çizgisiyle kentin ve ülkenin çok önemli bir bir
turizm bölgesi olduğunu hatırlatan Çavdar, “Geçmiş yıllarda Boğaçayı yatağından
alınan kum-çakıl nedeniyle, Konyaaltı kıyı bandının 28 ile 85 metre arasında
değişen boyutlarda kıyı erozyonuna uğramasına neden olunmuştur. Aynı etkinin
Boğaçay Taşkın Koruma ve Çökelti Kontrolü Projesi kapsamında daha da hızlı ve
fazla oluşacağı açıktır. Boğaçay Taşkın Koruma ve Çökelti Projesi kapsamında
daha da hızlı ve fazla oluşacağı açıktır. Boğaçay Taşkın Koruma ve Çökelti ve
Kontrolü projesi kapsamında katı madde taşınımı engellenecek, havza ve yataktan
gelecek katı maddenin denize ulaşması mümkün olmayacaktır. Denize ulaşmayan
katı madde kumsalı beslemeyeceği için sahil bandında erozyonlar oluşacak ve
binlerce yılda oluşan Konyaaltı Sahili yok olma tehlikesiyle karşı karşıya
kalacaktır. Bu durum, ayrı bir proje ile bize tanıtılan Konyaaltı Sahil
Projesi’nin geleceği olmaması demektir” diye konuştu.
TAŞKINDAN
MİNİMUM KORUR
Eş Güdüm Kurulu Başkanı Tayfun Çavdar,
açıklamaların şöyle sürdürdü: “Tarafımıza sunulan ve kamuya tanıtılan Boğaçay
Taşkın Koruma ve Rusubat Kontrolü etabı projesinin, DSİ tarafından hazırlanıp
onaylanan ve bu sözde projeye göre kat be kat ekonomik olan taşkın önleme
projesinden farklı bir işlev üstlenmeyeceği, taşkın önleme amacına yönelik ek
herhangi bir çalışmanın önerilmemiş olduğu, bu kapsamda söz konusu projenin
nihai taşkın koruma hedefine etkisinin minimum olacağı değerlendirilmiştir. Boğaçay
içerisine alınarak durağan kalacak olan su kütlesine, karadan doğal veya suni
nedenlerle gelecek azot ve fosfor gibi temel besin maddeleri nedeniyle algler
çoğalacak, su kalitesi bozulacak, koku ve görüntü kirliliği oluşacaktır.
Meydana gelecek dip çamurunu temizlemek için ekipmanlar kullanılması gerekecek
bu durum deniz kirliliğini arttıracaktır. Tuzlanma; dere ekosistemini tamamen
bozacağı gibi bölgedeki yeraltı sularının tuzlanmasına, toprak kirliliğine
neden olacak ve tarım arazilerine de zarar verecektir. Bu
proje ile Boğaçayı’nın bugün yapılaşmaya açık olmayan bir kısım alanı da
yapılaşmaya açılmaktadır. Antalya’nın bu yapılaşmaya ihtiyacı bulunmamaktadır.
Ayrıca projenin mekânsal kurgusu zayıf, yat limanının karayla ve genel projeyle
ilişkisi belirsizdir.”
KENTLİYE
NE GİBİ YARARI OLACAK?
“Proje kapsamında sunulan yapım
maliyetlerinin yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Özellikle liman
yapımının ön görüldüğü bölgenin denizaltı topografyası dikkate alınmalıdır.
Bununla birlikte projenin çok yüksek olan finansmanı açık değildir. Yine
projenin yapılması halinde her yıl temizlenmesi gereken su yatağının maliyeti
ve kimin tarafından üstleneceği açık değildir. Ayrıca projenin hangi kamu yararından
dolayı yapılma zorunluluğu olduğu da açıklanmamıştır. Diğer bir deyişle bu
kadar yüksek maliyetli ve çevresel kirlilik de yaratacak bu projenin
uygulanması halinde kentlilere ne gibi bir yararı olacağına açıklık
getirilmemiştir. İleride olabilecek büyük çevresel zararları ve yüksek maliyeti
nedeniyle projenin olası bir sel felaketi ve bunun sonucunda su baskınları mal
ve can kaybına da neden olabileceği dikkate alındığında doğal afet riski
taşıması nedeni ile yeniden değerlendirilmesi şarttır. Böylesine riskli bir
projenin hayata geçirilmesinde Antalya halkı için kamu yararı görmediğimizi
açıkça belirtiyoruz.” Haber Merkezi