Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, tarım sektörünün hem genel ekonomik zorlukların etkisi altında olduğunu hem de kendi yapısal ve güncel sorunlarıyla baş etmeye çalıştığını belirterek, seferberlik çağrısında bulundu.
Antalya Ticaret Borsası
(ATB) Nisan ayı Meclisi, Meclis Başkanı Hüseyin Cahit Kayan başkanlığında
toplandı. Yönetimin 1 aylık çalışmasıyla ilgili meclis üyeleri
bilgilendirilirken, Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır,
ekonomik değerlendirmede bulundu, Borsa'nın projelerini meclis üyeleriyle
paylaştı. 16 Nisan’da yapılan
anayasa değişikliği halk oylamasının hayırlı olmasını ve huzur getirmesini
dileyen Çandır, Nisan ayındaki “Kent Buluşmaları”nın konuklarının halk
oylaması nedeniyle Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, CHP Genel Başkan
Yardımcısı Çetin Osman Budak ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Günal
olduğunu belirtti. Çandır, konuklara katılımları nedeniyle teşekkür etti.
EKONOMİYE ODAKLANALIM
Halk oylamasının bittiğini
ve ekonomiye odaklanılması gerektiğini söyleyen Çandır, "Şimdi, kentimiz
ve ülkemiz için temel gündem maddeleri olan ekonomi, güvenlik ve uluslararası
ilişkilere odaklanma zamanıdır. Çünkü bu konular birbiriyle doğrudan ilişkili
ve hayati derecede önem taşımaktadır" diye konuştu.
EKONOMİK ZORLUĞU HİSSETTİK
2016 yılının Antalya
ekonomi ve iş dünyası bakımından yıpratıcı bir yıl olduğunu söyleyen Çandır,
şunları kaydetti: "Antalya ülkemizin ortalama ekonomik zorluklarının çok
üzerinde olumsuzluk yaşamıştır. Hatırlayacağınız gibi bu durumu, resmi
rakamlarla bütün bir yıl boyunca sizlerle paylaşmış, kamuoyumuza duyurmuş ve
karar vericilerimizin dikkatine çözüm önerileriyle birlikte sunmuştum. Görüş ve
önerilerimizi dikkate alarak direnç artırıcı ve kolaylaştırıcı tedbirleri
hayata geçiren yöneticilerimize teşekkür ediyoruz. Borçların yapılandırılması,
uygun faizli kredilendirmeler ve istihdamla ilgili teşvikler belirli ölçülerde
direncimizi artırmıştır. Bunun en somut göstergesi, geçen yıl takibe düşmüş
küçük miktarlı çek ve senet tutarlarındaki ciddi azalmadır."
EKONOMIK SIKINTILARI PAYLAŞTI
Çandır, yaşanan ekonomik
sıkıntıları rakamlarla paylaştı. Takibe düşen çek adedinin 2016'nın ilk üç
ayına göre ülke genelinde yüzde 23, tutarda yüzde 19 azalırken, Antalya'da çek
adedinde geçen yılın ilk üç ayına göre yüzde 20, tutarda yüzde 31’lik azalma
olduğunu belirtti. Karşılıksız çeklerdeki bu azalışa karşın bankalara ibraz
edilen toplam çek adedinin ülkemiz genelinde yüzde 1 azalırken, tutarın yüzde
11 arttığına dikkat çeken Çandır, Antalya'da ise çek adedinin yüzde 5, çek
tutarının yüzde 2 azaldığını kaydetti. Çandır, "Antalya, yılın ilk üç ayı
itibariyle karşılıksız çek adet ve tutarında Türkiye genelinde 3. sırada yer almıştır"
dedi.
TALEBİMİZ YERİNİ BULDU
Geçen yıl Antalya iş
dünyasının finansmana erişimdeki zorluklarını dile getirdiklerini anımsatan
Çandır, "Direncimizi artırabilmek amacıyla ilave finansman kolaylıklarının
sağlanmasını talep etmiştik. Bu yılın ilk iki ayındaki gerçekleşmelerle geçen
yılın aynı dönemini karşılaştırdığımızda görüyoruz ki nakdi kredilerde Türkiye
genelindeki yüzde 4’lük artışa karşılık Antalya’da yüzde 17’lik bir artış
yaşanmıştır. Yani bu taleplerimiz kredi artışı itibariyle yerini
bulmuştur" diye konuştu.
KREDİLERİN KATKISI ÖNEMLİ
Geçen yıl yaşanan küçük
tutarlı ödemelerdeki sorunların belirli ölçüde aşıldığını, bu yıl ise yüksek
tutarlı ödemelerdeki sorunların kendini gösterdiğini söyleyen ATB Başkanı
Çandır, "Bu durum, önümüzdeki dönemde kredi ve ekonomik büyüme arasındaki
ilişkinin bozulacağına işaret etmektedir. İş dünyasının ödemeler sistemi ve
kredi talebindeki büyük tutarlı işlemlerin yatırım ve büyüme odaklı olduğunu
hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde ödemeler sistemimiz ve
kredi talebimizin ekonomik büyümeyi ne kadar etkileyeceğine
odaklanmalıyız" değerlendirmesinde bulundu.
TARIMDA SEFERBERLİK ZAMANI
Tarım sektörünün bir
taraftan genel ekonomik zorlukların etkisi altında olduğunu, diğer yandan kendi
yapısal ve güncel sorunlarıyla baş etmeye çalıştığını belirten Çandır, şunları
söyledi: "Türkiye ekonomisinin pozitif büyüyüp sektörümüzün küçüldüğü çok
nadir yıllar vardır. 2016 yılı bu nadir yıllardan biri olmuştur. Türkiye
ekonomisi yüzde 2.9 büyürken, sektörümüz yüzde -4.1 küçülmüştür. Bu durumu biz
2003, 2007 ve 2014 yıllarında da yaşamıştık. Ancak, 2016 yılında yaşadığımız
küçülme yılların biriktirdiği sorunların da etkisiyle daha yıpratıcı bir
daralma yaratmıştır. Topraklarının Türkiye genelinde 26 milyon dekarını,
Antalya’da ise 320 bin dekarını kaybetmiş, istihdamının yüzde 20’si erimiş ve
temel ürünlerdeki yeterlilik oranları düşmüş bir sektör konumundayız. Yıllar
boyunca her fırsatta, ısrarla tarımın ülkemiz için stratejik bir sektör olduğunu
söylemekteyiz. Bu tespit, karar vericilerimiz tarafından da sıklıkla dile
getiriliyor. Ancak stratejik kabul edilen tarıma yeterince ilgi gösterilmiyor.
Daha fazla gecikmeden stratejik sektör tespitlerinin gereklerinin yerine
getirilmesini bekliyoruz. Çünkü sektörümüzün içinde bulunduğu darboğaz, günlük
ve geçici politikalarla aşılmaktan öteye geçmiştir. Bu nedenlerle, şimdi
tarımda seferberlik ilan edilmelidir."
İTHALAT BAĞIMLISI
OLMAYALIM
Daha önce üretimde
kendimize yeterli olduğumuz ürünlerde dışa bağımlı hale geldiğimizi kaydeden
Ali Çandır, "Son dönemde bazı ürünlerindeki vergilerin düşürülmesi ya da
vergilerin sıfırlanarak ithalat kapısının açılması kendimize dahi
yetmediğimizin göstergesidir. Bitkisel ürünler denge tablosuna göre; son sekiz
yılda tahıllarda yetersiz üretim söz konusudur" dedi. Çandır, ithal
edilmeye başlanan ürünleri söyle anlattı: "Mısırda son 16 yılda sadece 1
yıl kendi ihtiyacımızı karşılayacak kadar üretebilmişiz. Kişi başına mısır
tüketimimiz azalmasına rağmen ihtiyacımızın yüzde 81’ini karşılayabilmişiz.
Pirinç üretimimiz artmasına karşın 16 yılda ihtiyacımızı karşılayacak düzeye
ulaşmamıştır. Halen ihtiyacımızın yüzde 70‘ini üretebiliyoruz. Kuru fasulyede
16 yıllık geçmişte 2002-2004 dönemi haricinde yüzde 87 oranında yeterlilik
derecesine sahibiz. Yeşil mercimekte 2000’li yılların başında ihtiyacımızın
yüzde 90’nını üreten ülkemiz, bugün ihtiyacımızın yüzde 43 ‘ünü
üretebilmektedir. Kırmızı mercimek ve nohut da yeşil mercimeğin kaderini
paylaşıyor. Son 16 yılda kırmızı mercimek ve nohutta ihtiyaç fazlası üretimimiz
bulunurken, son 4 yılda üretimimizin hızla düştüğünü resmi rakamlar
göstermektedir."
CANLI HAYVAN BORSASI
Son on yıldır Antalya
gündeminde bulunan canlı hayvan borsasında çözüm için sona yaklaştıklarını
söyleyen ATB Başkanı Çandır, "Üyelerimizden gelen talep doğrultusunda
gelişmiş ülke standartlarına uygun projelendirdiğimiz AHB Canlı Hayvan Borsası
için Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne sunduğumuz ortaklık kararı onaylandı.
Umut ediyoruz ki kısa bir sürede teknik çalışmaların tamamlanmasının ardından
hayvancılık sektörü ve kentimizin hizmetine sunarız. Canlı Hayvan Borsası
Projemize destek olan herkese teşekkür ediyor, Antalya hayvancılığına hayırlı
olmasını diliyorum" dedi.
YÖREX BU YIL EYLÜL'DE
Çandır, Meclis üyeleri ile
bu yıl 8'incisi yapılacak YÖREX'in tarihini de paylaştı. Antalya Ticaret
Borsası olarak kıyıda köşede kalmış, kaybolmaya yüz tutmuş zenginliklerimizin
hakkını hukukunu koruyarak ekonomiye kazandırmak için 10 yılı aşkın
süredir çalıştıklarını belirten Çandır, "Son 7 yıldır ise YÖREX’i
düzenleyerek ülkemiz ürünlerine vitrin oluşturuyor, üreticilerimize coğrafi
işaret koruma sistemini anlatıyor, ulusal ve uluslar arası ölçekte başarıya
ulaşmış iyi örneklerle üreticilerimizi cesaretlendiriyoruz" dedi. YÖREX'in
yüzlerce yöresel ürünün ekonomiye kazandırılmasına umut olduğuna dikkat çeken
Çandır, "YÖREX ile tarım ve gıda ürünlerinin yanı sıra, el sanatları,
doğal ürünler, maden ürünleri ve mevzuatta belirtilen şartları taşıyan sanayi
ürünleri hem tanıtılıyor hem de büyük firmalar ile iş bağlantıları sağlanıyor.
Bu yıl 13-17 Eylül tarihlerinde 8'incisini düzenleyeceğimiz YÖREX ile memleket
hasreti çekenlerin özlemini dindirmeyi, çocuklarımız ve gençlerimizle yöresel
ürünlerimizi buluşturmayı hedefliyoruz" diye konuştu. Vahide YANIK