Gazetecilik heyecan mesleği..

Halkın haber alma hakkını kullandırmak gibi çok önemli bir görevi var gazetecilerin..

Zevkli olduğu kadar zor bir meslek gazetecilik..

Bir kişi ya da grupla ilgili iyi bir şey yazarsa takdir edilmez..

O kişi ya grup, “ İyi şeyler yazılması hakkım” diye düşünür..

Gazetecinin kendisini kamuoyuna lanse etmesinden duyduğu memnuniyeti söylemeyi esirger..

Tersi olursa, yani aleyhinde haber yazılır, köşe yazısında eleştirilirse boy hedefi haline geliyor gazeteci..

Karalama kampanyası başlatılıyor.

Onunla kalınmıyor linç kampanyasına girişiliyor..

Olmadık yalan, iftira atılıyor..

Bir yandan gazetecilik mesleğine saldırılıyor, diğer yandan içki masalarında koro halinde gazetecilere küfür ediliyor..

Elbette yanlış yapanlar var bu meslekte..

Gazetecilik kisvesi altında tehdit mekanizmasını işletenler mevcut.

‘Çakma gazeteciler’ bu mesleğin yüz karası..

Yürümeyi bile beceremeyenler, iki kelimeyi bir araya getiremeyenler gazeteci oluyor..

Kimisi gazete diye bir paçavra çıkarıyor..

Kimi ‘internet gazetesi’ çıkararak sağı solu çarpıyor..

Fetteci gazeteciler var aramızda..

Onlar nerede yemek var, nerede hediye veriliyor, orada arzı endam ediyorlar.

Bir balta sap olmayanların mesleğine dönüştü gazetecilik bu çirkefler yüzünden..

Bunları niçin mi yazdım ?

Son günlerde bazı gazetecilere karşı linç kampanyası yapılıyor da ondan..

Yazdıklarını beğenmemiş olabilirsiniz, düzeltme istemek en doğal hakkınız.

Herkes gibi gazeteci de hata yapabilir, yanlış şeyler yazılabilir, telafisi mümkün olur bu tür durumların..

Ama öyle yapmayan, işi kan davasına dönüştüren, haklılıklarını ispatlamak için de kabul edilemez yöntemlere başvuranlar var.

‘Gazeteciye ayar verilir mi ?” başlıklı bir yazı imzaya açıldı..

Katılıyorum yazılanlara ve destekliyorum..

İşte o yazı : 

“Son zamanlarda kentimiz gazetecilerine kimi çevrelerce ayar verilmek isteniyor.
Yazdıkları yazılardan, yaptıkları haberlerden dolayı özür diletmek, diz çöktürmek ve itibarsızlaştırmak için tehdide ve hakarete varacak saldırılar yapılıyor, linç kampanyaları düzenleniyor.
Oysa bilmiyorlar ki tarih boyunca gerçek gazeteciler özgürlüğünü asla terk etmemiş, satmamış, kiralık kalem olmamıştır.
Gazeteci kamuoyu adına yazar.
Hatalı, yanlış haber ya da yazılar yazdıkları da olmuştur.
Gazeteci eleştiriye açıktır.
Bu durumda yapılacak en doğru işlem “cevap hakkını” kullanmaktır.
Çünkü cevap hakkı kutsaldır.
Gazetecinin sayfası, kendi yazıları kadar cevap hakkı için de özgürce kullanılan sayfalardır.
Ancak başta siyaset odakları olmak üzere emek ve demokrasi adına hareket edenlerin de içinde olduğu çeşitli kurumlar, cevap hakkı kullanmak yerine baskı, tehdit, linç kampanyası açma, itibarsızlaştırma gibi basın özgürlüğünü kısıtlayan uygulamalara başvurmaları halinde bundan böyle basın emekçilerini karşılarında bulacaklardır”

Bu olayın takipçisi olacağız..

Bunu yaparken aramızda bulunan çürük yumurtaların ayıklanması için de gerekli çabayı göstereceğiz..

Gazeteciler sahipsiz değil..

Birilerinin şamar oğlanı da yapılamaz..

Herkes haddini bilmeli.

Bilmiyorsa kamuoyu da, gazeteciler de haddini bildirmeyi bilir..