CHP’nin hafta sonunda yapacağı tüzük kurultayının sancılı olacağı söyleyenler haklı çıktı..

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultayın ardından yapılmasını istediği baskın tüzük kurultayına sayılı günler kala ana muhalefet partisinde kimilerine göre şok, kimilerine göre beklenen  gelişme yaşandı.    

Aralarında Parti Meclisi üyeleri ile CHP Antalya Milletvekilleri Devrim Kök ve Niyazi Nefi Kara’nın da olduğu 48 milletvekili dün kazan kaldırdı..

48 CHP’li milletvekili ‘Demokratik Tüzük, Demokratik CHP, Demokratik Türkiye’ başlıklı ortak bir bildiri yayınladı..

Bildiride demokratik bir Türkiye’yi var etmek için tek yolun demokratik bir CHP olduğu vurgulanarak,  CHP Genel Başkanı ve partinin üst yönetimine eleştiri getiriliyor.

Çünkü 9-10 Mart günleri Ankara’ya çağrılan CHP’li kurultay delegelerine ‘bu tüzüğü onaylayın’ denilecek..

Oysa her zaman demokrasiyi savunan CHP’de önceki tüzük kurultayları daha demokratik bir anlayış ve yöntemle yapılıyor, büyük illerden temsilciler çağrılarak onların fikirleri alınıyor, parti örgütünün görüş ve önerileri gözardı edilmeden, tüzükte herkesin benimsediği değişiklikler yapılıyordu.

CHP; 2012 yılında olağanüstü tüzük kurultayı yapmış, büyük illerin temsilcileri ile birlikte Antalya’dan Ahmet Daloğlu, çalışmalara katılmış, hazırlanan taslak metin kitapçık olarak 25 gün önceden kurultay delegelerine gönderilmişti..

Şimdi ise ‘Biz yaptık oldu’ anlayışı ile kurultay delegelerine ‘oyunu kullan, sorgulama’ yaklaşımı gözleniyor.

Kazan kaldıran 48 CHP’li milletvekilinin ortak açıklamasında çarpıcı görüşlere yer veriliyor :

“Demokratik bir CHP’nin var olmasının ön şartı da sözün ve kararın üyenin olduğu bir tüzüktür. Biz bu bildiride imzası olan milletvekilleri ve Parti Meclisi(PM)üyeleri olarak bu çevrede, örgütümüzün sesi olmaya, demokratik tüzük, demokratik CHP, demokratik Türkiye mücadelesini vermeye devam edeceğiz”

CHP üyelerine ve örgütlere ‘Bu parti hepimizin. Bu partiye ve onun demokrasi geleneğine sahip çıkma sorumluluğu hepimize ait’ mesajının verildiği ortak bildiride, “CHP, kendisine oy veren milyonların ve üyelerinin partisidir, tüm Türkiye’nin umududur. Partinin tüzüğü de dahil olmak üzere, bütün temel karar süreçlerinde etkin olmak, parti üyelerimizin sorumluluğu ve demokratik hakkıdır” denilerek tüzük kurultayının demokratik kurallar çiğnenerek yapılmak istediği vurgulanıyor.

Türk siyasetinde ve CHP’de gündemin değişmesine neden olan 48 vekilin ortak bildirisinde yer alan şu ifadeler de dikkat çekici :

“Ülkemiz Saray Rejimi’nin baskıcı, faşizan, Cumhuriyetin tüm değerlerine saldıran siyaseti sonucunda bir demokrasi yıkımıyla karşı karşıyadır. Buna karşı toplumun katılımıyla, Cumhuriyet değerlerine yapılan saldırıya cepheden karşı çıkan bir siyasi anlayışla, katılımcı demokrasiyi yüceltmek, tarihsel olarak bu değerlerin öncüsü Cumhuriyet Halk Parti’sinin sorumluluğudur. Bu tarihsel sorumluluk ışığında Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu demokrasi mücadelesinin daha etkin verilebilmesi, geçmişte yapılmış olan hataların tekrarına engel olabilmek için partimizin yapacağı herhangi bir tüzük değişikliğinin bu hususları mutlaka göz önüne alması gerekmektedir”

Ardından da şu çarpıcı görüşe yer veriliyor:

“Maalesef Tüzük Kurultayı’na giderken süreç de önerilen taslak da ülkemizin demokrasi mücadelesinin ihtiyaç duyduğu adımları da örgütümüzün demokratikleşme beklentilerini de dikkate almamıştır”

Siyasetin deneyimli isimleri, 48 milletvekilinin tüzük kurultayına sayılı günler kala yaptıkları ortak açıklamanın CHP’deki huzursuzluğu iyice su yüzüne çıkardığını, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile üst yönetimin tavrının budan sonraki sürecin belirleyicisi olacağını düşünüyor..

CHP’nin kritik bir eşikte olduğu, ilişkilerin sertleşmesi, eleştiri ve tepkilerin dozajının artması ile birlikte kopmaların da beklenebileceği öne sürülüyor..