Silahların kontrolsüz bir şekilde yayılması, toplumlar için ciddi bir güvenlik sorunu oluşturmakta ve bu durum, Türkiye gibi birçok ülkede endişe verici boyutlara ulaşabilmektedir. Ruhsatsız ve kayıtsız silahların varlığı, yasa dışı faaliyetlerin ve şiddet olaylarının artmasına zemin hazırlayarak, insanların can güvenliğini tehdit etmektedir. Bu sorunun çözümüne yönelik etkili stratejiler geliştirmek, devletin ve sivil toplum kuruluşlarının öncelikli görevleri arasında yer almalıdır.

Silahlanma sorununun önüne geçebilmek için, yasal düzenlemelerin sıkılaştırılması, silah satışı ve dağıtımının denetlenmesi, eğitim ve farkındalık programlarının artırılması ve hukukun üstünlüğünün sağlanması gibi çok yönlü bir yaklaşım benimsenmelidir. Ayrıca, silahların toplanması ve imha edilmesi gibi somut adımların yanı sıra, şiddeti teşvik eden kültürel ve sosyal faktörlerin de ele alınması gerekmektedir. Toplumun her kesiminden bireylerin, silahsız bir toplum yaratma konusunda bilinçlenmesi ve bu yönde hareket etmesi, bu sorunun çözümünde kritik bir öneme sahiptir. 

Silah kontrolü konusunda örnek alınabilecek ülkeler arasında, sıkı silah kontrol yasalarına sahip olan ve düşük silah şiddeti oranlarına sahip olanlar bulunmaktadır. Örneğin, Japonya ve Birleşik Krallık, sivil sahiplik için oldukça katı silah kontrol yasalarına sahiptir ve bu ülkelerde silahla işlenen suç oranları nispeten düşüktür. Avustralya, 1996'da Port Arthur katliamının ardından yürürlüğe koyduğu kapsamlı silah reformlarıyla tanınır ve bu reformlar, silah şiddetini azaltmada etkili olmuştur. Ayrıca, Kanada ve Yeni Zelanda gibi ülkeler de, silah kontrolü konusunda etkili yasaları ve uygulamaları ile bilinirler. Silahlanma sorununun çözümü, sadece yasal ve idari tedbirlerle sınırlı kalmamalı, toplumsal barış ve güvenliğin sağlanmasına yönelik bütüncül bir yaklaşım sergilenmelidir. Bu konuda medya ve eğitim kurumlarının da aktif rol alması, toplumda silahsız bir yaşamın mümkün olduğu ve tercih edilmesi gerektiği yönünde bir bilinç oluşturulmasına katkıda bulunabilir. Silahlanma sorununun çözümüne yönelik atılacak adımlar, sadece bugünü değil, gelecek nesillerin de güvenliğini ve refahını gözeterek planlanmalıdır.