‘İmar barışı’ olarak sempatikleştirilmeye çalışılan imar affında İstanbul’un sahilleri ile tarihi yarımada kapsam dışında tutuldu..

Hükümet, AKP’li belediyelerin ihanet ettiği İstanbul’u kapsam dışında bırakırken, Antalya ile birlikte pek çok bölgeyi ateşe attı..

Sözde imar barışı kazançlarını, rantlarını yasaların üstünde tutanlara af getirip, bir göz odası, birkaç metre fazla bahçesi olanlarla bir tuttu.

İma barışı ile Antalya’ya ihanet yasal hale getirilirken, yeni ihanetlerin de önü açıldı..

Böylece dürüst, yasalara saygılı vatandaş cezalandırıldı, yasa dışılık ödüllendirildi.

Artık sahillere villa konduran da, 4 kat ruhsatı alıp ta 14 kat çıkan da yırttı..

Antalya’nın ‘gecekondu cenneti’ olarak bilinen Kepez’e birkaç baraka kondurup, içine maaşlı kiracı dolduran para babalarını biliyorum.

Antalya’da kamunun önemli koltuklarında oturanlarla işbirliği yapıp, hazine arazilerinin üzerine oturup, belge alan, gözüne kestirdiği yerleri çevirenleri biliyorum..

Uydurma belgeler düzenleyerek, hazinenin ve vatandaşın arsalarını işgal edenleri,şimdi oralarda çok katlı yapılar, alış veriş merkezleri yapanları biliyorum.

Türkiye’de ve Antalya’da yasalara saygılı olmak aptallıkla eşdeğer hale geldi..

Bakınız İnşaat Mühendisleri Odası(İMO)Antalya Şube Başkanı Mustafa Balcı ne diyor :

“İmar barışının en kötü yanı; devletine, kentine, belediyesine, çevresine ve en başta da yasalara saygılı davrananları aptal yerine koymasıdır. Kaynak bulmak için şehre karşı işlenen suçları affedemezsiniz”

AKP hükümeti, 24 Haziran seçimleri için rüşvet olarak imar affını yasalaştırarak, yasalara saygılı olan vatandaşı aptal yerine koyduğu gibi Antalya’ya karşı işlenen suçları affediyor.

İMO Başkanı Balcı’nın şu sözleri  çok önemli :

Kaynak bulmak için şehre karşı işlenen suçları affedemezsiniz. Yasalara uyan vatandaş aleyhine eşitsizlik yaratamazsınız. Bunun etik ve ahlaki probleminin yanı sıra özellikle bazı fazladan kat çıkılmış, fazladan metrekare yapılmış binaların sağlığıyla ilgili sıkıntı var. İnşaat mühendisliği açısından baktığımız zaman, ‘biz bunları affettik’ demekle bu iş bu kadar kolay değil. Bu iş bu kadar basit olmalı”

AKP hükümeti, 49 gün sonra yapılacak baskın seçim öncesinde hem oy kazanmak, hem de seçim bütçesini oluşturmak için Antalya ile birlikte ülkenin paha biçilmez değerdeki alanlarının idam fermanını çıkarmış oldu..

İstanbul’a ihanet ettiklerini itiraf eden AKP’liler, ‘Küçük İstanbul’ olarak gördükleri Antalya’yı imar affı ile rantçıların, kaçak yapıcıların, işgalcilerin önüne atıyor..

Antalya’ya ihanetin ön hazırlığı birkaç önce yapılmış, SİT statüsü değiştirilmişti..

İşareti alan yandaşlar, ağızlarını sulandıran yerlerin üstüne yapmak için de çoktan harekete geçmişlerdi..

Şurası yadsınamaz bir geçek ki Antalya, 16 yıllık AKP döneminde büyük değişim yaşadı..

Antalya’da yaşayanlar pek fazla farkına varmamış olsalar da kent hızla betonlaştı..

Bir zamanlar yeşilin ve mavinin tüm tonlarını bağrında barındıran Antalya, AKP’nin ‘beton aşkı’ sayesinde ‘gri bir kent’ olup çıktı..

Antalya’nın doğal ve tarihi mirası hızla betona bulandı..

İstanbul’a ihanet edenler, soluğu Antalya’da aldı..

İstanbul’u İstanbul olmaktan çıkaranlar, elbirliği ile Antalya’yı Antalya olmaktan çıkarıyor..

Antalya’nın dağı taşı bina oldu, AKP’nin tek tip yapı anlayışı yüzünden Antalya merkezindeki yollar yarış pistine, ölüm habercisine döndü..

Manavgat Belediye Başkan Yardımcısı Sebahat Çevik, şu çarpıcı paylaşımı yapıt sosyal medyada :

“Manavgat’ı köprü altı şehir yaptılar”

Antalya farksız mı ?