‘Bizler Antalyalı yurttaşlar olarak, 14 Ocak günü saat 12.00’da Konyaaltı sahilinin Boğaçayı ile Liman arasında kalan bölümünde(Porto Bello Otel önü)olacağız. Kahvaltılarımızı, bisikletimizi, uçurtmamızı, oltamızı, köpeğimizi, gitarımızı, bağlamamızı alıp geleceğiz. Bu sahili her zaman nasıl kullanıyorsak o gün de binlerce Antalyalı olarak öyle kullanacağız.  Hiçbir parti, örgüt amblemi ve isminin kullanılmayacağı etkinlikte, basına bilgi içeren dosya dağıtılacaktır”

‘Konyaaltı Sahili Halkındır Platformu’nun bu çağrısı hem çok beğenildi, hem de rekor bir katılım olacağı sinyalini verdi..

Umut ederiz Antalya’nın bu anlamlı buluşmasına engel olunma çabası içine girilmez..

Umut ederiz Olağanüstü Hal(OHAL)gerekçe gösterilerek Antalya’nın Konyaaltı sahiline sahip çıktığı, bir şenlik, bir bayram havasında gerçekleştirilmesi beklenen bu etkinliğe yasak gelmez..

Umut ederiz Antalya’nın aynı düşünce ile buluşmasına, bundan sonraki süreçte de birlik ve beraberlikle hareket etme beklentilerinin olduğu bu 14 Ocak randevusuna birileri çomak sokmaz, toplumda huzuru bozacak eylem ve söyleme yol açmaz..

Siyasal iktidar ve Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, tersini söylese de, Antalya’yı uçuracak projeler diyerek kamuoyunun desteğini kazanmaya çalışsa da Boğaçayı ve Yat Limanı Projesi, tıpkı Lara Kruvaziyer Limanı Projesi gibi Antalya’nın doğal yapısını bozmaya yönelik projedir.

Görünen o ki  geçmişten ders çıkarılmamış..

Boğaçayı’nda dalgaların köprüyü yuttuğu, can ve mal kayıplarının olduğu günler çabuk unutulmuş..

Herkes şunu aklından bir an olsu çıkarmasın :

Doğa intikamını alıyor, hem de çok acı alıyor..

O zaman da dizlerimizi dövmek, ağlamak, ‘keşke’ demek kar etmiyor..

AKP iktidarının Türkiye’nin hemen her şehrinde, özellikle de Antalya gibi büyükşehirlerde paha biçilmez yerlere imara ve ranta uçma alışkanlığı, yönetenler gündemi değiştirmede çok usta oldukları için unutulup gidiyor.

Ancak Antalya’nın iki yakasını, yani Konyaaltı ve Lara’yı cehenneme çevireceği ısrarla söylenen projeleri unutmak ve unutturmak olanaksız..

Antalya kamuoyunun belki dikkatinden kaçtı..

Konyaaltı’nda Boğaçayı ve Yat Limanı ve Lara sahilinde Kruvaziyer Limanı kurulmasını içiren projeler 18 Ağustos 2017 günü Resmi Gazete’de yayımlandı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Türel, ‘Çılgın projem’ dediği Boğaçayı Projesi, ‘Nerede kalmıştık’ başlıklı bir tanıtım videosu yaptırmış..

Türel’in bu videosu ile Antalya resmen uçuyor..

Neredeyse Miami’yi kıskandıran, Hollywood’u gölgede bırakan bir projeyle tanışacak Antalya..

 Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, yerel basının, meslek odalarının ve çevrecilerin karşı çıktığı Boğaçayı Projesi’ni allayıp, pullayıp  kamuoyuna şöyle anlatıyor :

“Boğaçayı Projesi, Antalya’nın yasam kalitesi ve turizm cazibesini artıracak Türkiye’nin en büyük projelerinden birisidir. 927 kilometrelik bir havzayı içeren Boğaçayı Projesi, Büyük Liman’ın mendireğinin arkasında 500 yat kapasiteli bir marina, taşkın önleme ve rekreasyon, özel proje alanı, film stüdyoları ve doğal yaşam parkı olmak üzere 4 ayır etabı içermektedir. Proje etaplarından en önemli etap olan film platoları ve yayam alanlarına ilişkin alanın yapımına yönelik Bakanlık Kurulu Kararı çıkmıştır”

Pekala kamuoyundan saklanan, Antalya’yı bekleyen tehlike ne ?

Boğaçayı ve Yat Limanı Projesi, ekolojik denge ve insan yaşamı adına adeta bir felaket habercisi..

Antalya’nın doğal ve kaliteli içme suyu bitecek, dünyaca ünlü Konyaaltı sahili yok olacak..

Nasıl mı ?

Boğaçayı’nı denizden karaya doğru 850 metre kazıp, 4,5 metre derinliğinde dev bir kanal açacaklar ve burayı deniz suyu ile dolduracaklar. Deniz seviyesindeki Boğaçayı’nı besleyen bir çok yeraltı tatlı su kaynağı var. Antalyalı şu anda bu suyu içiyor. Derinleştirme ve deniz suyunun doldurulmasıyla tatlı suyu deniz suyu yutacak.. Yani Antalya’nın içme suyu tuzlanacak, en çok 10-15 yıl içerisinde yok olacak.

Dünyaca su savaşlarının başlamasına çeyrek varken, Antalya’nın içme suyu çılgın bir projeye kurban edilecek..

İklim değişikliği ve küresel ısınma  gibi doğa olayları insanoğlunu tehdit ediyor..

Çok değil 25-30 yıl sonra dünyada su savaşları başlayacak..

Tehlike bu kadar yakınken biz bir çılgınlık uğruna elimizdeki su kaynaklarını yok ediyoruz, bizden sonraki neslin geleceğini de yok ediyoruz..

Türel’in çılgın projesinde yapımı planlanan Yat Limanı, bin 350 metre uzunluğundaki Konyaaltı sahilini yok edecek..

Gerçek şu ki Boğaçayı ve Yat Limanı Projesi ve Lara Kruvaziyer Limanı Projesi gibi uygulamalar, yasal olarak halın malı olan kıyı şeridi ve sahillerin birkaç yandaşa verebilmenin yolu açıyor..

Bu çılgınlık sadece insanoğlunun geleceğini yok etmek, sadece vatana değil, geçmişine ve geleceğine ihanet anlamını taşıyor..

O nedenle 14 Ocak buluşması önemli..

Lütfen bir yere not ediniz, yakınlarınızı, komşularınızı da davet ediniz...