Bir söz vardır; geciken adalet, adalet değil diye. Gerçekten de öyledir. Çünkü adalet geciktikçe mağduriyet artar. Ve mağduriyetin telafisi yoktur. Ne geçen zamanın ne kaybedilenlerin…

İşte bugün pek çok davada tutuklu yargılanan meslektaşlarımız için de durum böyle…

Hissiyatımız odur ki yargılama süresi devam eden mağdurlar, sadece gazeteciler de değil. Ama bugün hemşehrim, meslektaşım Ahmet Şık’ı konu edineceğim…

Ailesini yakından tanıdığım, tanıdıkça da sevdiğim Ahmet Şık için yazdıklarım tamamen inandıklarımdır…

O, orta halli bir ailenin evladıdır. Lüks okullarda, okumadı. Kıt olanaklar ve imkanlarla en doğru şekilde yetiştirildi…

Ahlaklı ve erdemli olmayı öğrendi…

Memleket sevdalısı, dürüst, Atatürkçü ve Cumhuriyetçi bir gazetecidir…

İyi bir eş, baba ve evlattır…

İlkelidir, maddiyata önem vermez…

Mal varlığı da ortadır…

Şimdi ona çeşitli suçlamalar yapılıyor…

Olmaz…

Birileri O’nu yıllarca ipliğini pazara çıkarmaya çalıştığı Fethullah Gülen’le bir araya getirmeye, terörist ilan etmeye çalışıyor…

Ona terörist damgası vuramazsınız…

Yakışmaz…

Evet, bugün için adalet gecikiyor…

Ama tecelli edecek…

Ahmet Şık da O’nun gibi suçsuzluğuna kamuoyunda inanılan diğerleri de özgürlüğüne kavuşacak…

Belki bugün, belki yarın…

Ama  daha da gecikmesin…

Analar, evlatlar, eşler daha fazla mağdur edilmesin…

Bakın Fatma Şık Anam ağlıyor…

Yüreği yanıyor…

Hem haksızlığa hem de yaşananlara…

Ama o kadar güçlü ve dik ki hala direniyor…

“Hak, hukuk, adalet” diyor…

Bekliyoruz…